cinsellik konuşmak ?

Mehbare

Global Mod
Global Mod
[Cinsellik Konuşmak: Bir Hikâye Üzerinden Düşünmek]

Geçenlerde bir arkadaşım bana, “Cinsellik hakkında konuşmak, sanki tabuların dışına çıkmak gibi,” dedi. Cinsellik, hala birçok toplumda, biraz zorlayıcı bir konu, değil mi? Ama aslında bu çok doğal bir şey; bir insanın kimliğiyle, duygusal ve fiziksel varlığıyla bu kadar iç içe geçmiş bir meseleye, neden bu kadar mesafeli ve gizemli yaklaşırız? O anda, eski bir anıyı hatırladım. Belki de bazılarımız için, cinsellik üzerine konuşmanın ilk kez ne kadar garip, hatta korkutucu olduğunu gösteren bir hikâyedir.

Bu hikâyeyi bir şekilde hepimiz biliyoruz. Ancak, belki biraz daha derinden düşünürsek, olaylar farklı bir açıdan şekillenebilir. Haydi, bir karakterin gözünden bakalım:

[Bir Sohbet Başlıyor]

Ela, birkaç yıldır birlikte olduğu Cihan’a ilk kez cinsellik hakkında açıkça konuşmayı düşündü. Cihan, genellikle neşeli ve rahat bir insandı; ancak son zamanlarda, bazı konularda kaçamak yapmaya başlamıştı. Ela'nın kafasında, bu konuşma günü geldiğinde tam olarak ne söylenmesi gerektiği konusunda soru işaretleri vardı. Cinsellik hakkında açılmak, duygusal olarak çok daha derindi ve onun için belki de en zoru, bu kadar kişisel bir konuyu açıkça ortaya koymaktı. Cinsellik, toplumsal anlamda bazen “özel” ve “gizli” tutulması gereken bir şeydi. Ama Ela, bunun normalleşmesi gerektiğini düşündü.

Bir akşam yemeği sonrası, Ela derin bir nefes aldı ve Cihan’a gözleriyle, “Bunu konuşmalıyız,” dedi. Cihan’ın gözleri biraz daha irileşti. "Ne hakkında?" diye sordu. Ela, "Cinsellik," dedi, "Bunu konuşmalıyız."

[İlk Tepkiler: Erkek ve Kadın Arasındaki Farklar]

Cihan biraz irkildi ama yine de sakin kalmayı başardı. Erkekler, genellikle çözüm odaklı yaklaşım sergilerler; yani bir şeyin yanlış olduğunu fark ettiklerinde, bunu “düzeltmeye” yönelik bir yol ararlar. Cihan da öyle yaptı. “Ela, her şey yolunda, sorun yok,” dedi. Ela bir an duraksadı, ama derin bir nefes aldı. Cihan’ın söyledikleri, bu kadar basit olamazdı. Cinsellik, sadece fiziksel bir eylem değil, aynı zamanda duygusal bir bağ ve toplumsal rollerin, beklentilerin birleşimiydi.

Ela'nın çözümü beklemesi, tamamen farkındalığını oluşturmak ve duygusal bir açıklığa kavuşturmaktı. Kadınların cinsellik konusundaki yaklaşımları, çoğunlukla daha empatik ve ilişkisel olur. Kadınlar, ilişkilerde duygusal bağa daha çok önem verirler. Ancak Ela, bunun, Cihan’ın kişisel duygusal meselesine dönüşmesini istemiyordu. İstediği şey, sadece birlikte daha sağlıklı bir cinsel yaşamları olmasıydı. “Cihan, sorun yalnızca senin ya da benim değil. Hepimizin içinde büyütüp büyütmediğimiz bir şey bu,” dedi.

[Toplumsal Normlar ve Cinsellik Üzerine Yansımalar]

Ela'nın söyledikleri, aslında tarihsel ve toplumsal bir gerçeğe de gönderme yapıyordu: Cinsellik, her zaman sadece bir özel alan değil, aynı zamanda kültürel ve toplumsal normların etkisi altında şekillenen bir mesele olmuştur. Geçmişte, kadınların cinsellik üzerine konuşmaları, genellikle “utanç”la özdeşleştirilirken, erkekler çoğunlukla bu konuyu daha rahat şekilde dile getirebiliyordu. Bu yapısal eşitsizlik, bireylerin cinsellikle ilgili daha açık ve dürüst olmalarını engelledi. Cinselliğin tabu olduğu toplumlardan çıkıp, daha açık ve konuşulabilir hale gelmesi zaman aldı.

Ela’nın içinde bulunduğu toplumda ise, cinsellik üzerine konuşmak hala pek çok insan için zorlayıcıydı. Kadınların, kendi arzularını ve sınırlarını ifade etmeleri, çoğu zaman sosyal yapılar tarafından baskılanıyordu. Erkekler içinse, çoğunlukla başarıya dayalı bir bakış açısı vardı; cinsel performans ve fiziksel yeterlilik, erkekliğin bir göstergesi olarak sunuluyordu. Bu bakış açıları, sadece bireyleri değil, toplumu da şekillendiriyordu.

[Ela ve Cihan’ın Karşılıklı Anlayışı]

Bir süre sonra, Cihan Ela'nın söylediklerini daha derinlemesine düşündü. Belki de gerçekten konuşmak, sadece bir “çözüm” arayışından daha fazlasıydı. Konu, fiziksel arzu ve ilişkiyi aşarak, bir çiftin birbirine duyduğu saygı ve güvenle ilgiliydi. Kadınların empatik yaklaşımlarının burada ne kadar değerli olduğunu fark etti. Ela, bu soruyu gündeme getirerek, Cihan’a aslında sadece ilişkilerini güçlendirme fırsatı sunuyordu.

“Gerçekten önemli olan, ne hissettiğimiz,” dedi Ela bir gün. “Sadece fiziksel bir şey değil, duygusal olarak birbirimize nasıl yaklaşıyoruz, bunu anlamalıyız.” Cihan, Ela'nın derinliğini ve sabrını fark etti; o anda, ilişkilerinin daha sağlam temellere oturduğunu düşündü.

[Düşündürücü Sorular]
1. Cinsellik hakkında konuşmak, toplumun hangi katmanlarında daha zor ve neden? Bu zorluklar aşılabilir mi?
2. Erkeklerin ve kadınların cinselliğe dair yaklaşım farklılıkları, toplumsal cinsiyet rollerinin bir sonucu mudur? Bu farklılıkları daha eşit hale getirebilir miyiz?
3. Cinsellik üzerine daha açık ve sağlıklı bir şekilde konuşabilmek, ilişkilerde nasıl bir değişim yaratabilir?

Ela ve Cihan’ın hikâyesi, aslında bir toplumsal yapıyı da gözler önüne seriyor. Erkeklerin çözüm odaklı ve stratejik yaklaşımları ile kadınların empatik ve ilişkisel bakış açıları arasındaki dengeyi kurmak, cinsellik üzerine konuşmanın ilk adımlarından biridir. Cinselliği, sadece fiziksel değil, duygusal ve toplumsal bir süreç olarak görmek, hem bireylerin hem de toplumun daha sağlıklı bir cinsel kimlik geliştirmesine yardımcı olabilir. Bu konuda daha açık bir toplum inşa etmek, el birliğiyle mümkün olacaktır.