İşlevsel Model Nedir ?

Tumkurt

Global Mod
Global Mod
İşlevsel Model Nedir? Bir Hikâye Üzerinden Anlatım

Merhaba sevgili forumdaşlar,

Bugün sizlerle çok farklı bir şey paylaşmak istiyorum. Bir konu var ki, belki de hepimiz farkında olmadan hayatımıza işlemeye devam ediyor: İşlevsel model. Konuyu öylesine teorik bir şekilde değil de, bir hikâye aracılığıyla anlatmak istiyorum. Bunu yaparken, bir yandan konuya daha derinlemesine dalacak, diğer yandan da sizleri düşündürecek bir yolculuğa çıkacağız. Şimdi gelin, biraz dinlenip, hikâyemi dinlerken konunun derinliklerine inmeye başlayalım.

Bir Gün, Bir Gece: İki Karakter, İki Yaklaşım

Bir zamanlar, farklı dünyalardan gelen iki dost vardı. Biri Cem, diğeri ise Duru. Cem, tam bir strateji uzmanıydı; her zaman çözüm odaklı ve planlıydı. Duru ise içsel dünyasında derin, empatik bir insandı; her şeyde bir insan ilişkisi, bir bağ kurma çabası arardı. Bir gün, hayatları hiç beklemedikleri bir şekilde kesişti.

Cem, yeni bir iş teklifi almıştı. Yüksek maaş ve büyük bir sorumluluk vaat ediliyordu, ama bu teklifin altında bir tuhaflık vardı. İşin gereksinimlerini tam anlamıyordu, ama fırsat çok cazipti. O yüzden hemen işe başlamaya karar verdi. Duru ise, yıllardır iş dünyasında deneyim kazanan, fakat daha yavaş adımlarla ilerleyen biriydi. Kendini daha çok insan ilişkilerine odaklayan, uzun vadeli planlar kurarak güven oluşturan biriydi. Duru, Cem’e bir gün bu yeni işin kendisini nasıl etkileyeceği hakkında düşünmesini önerdi.

“Cem, bazen sadece çözüm odaklı olmak, her şeyin hemen hallolacağına inanmak bizi yanıltabilir. İnsanların birbirine nasıl yaklaştığını, nasıl etkilediğini hiç düşündün mü?” dedi Duru, gözleriyle ona bir şeyler anlatmaya çalışıyordu.

Cem ise hızlıca başını sallayarak, “Ben zaten her şeyin altından kalkarım. Bunu da çözerim, Duru,” diye yanıtladı. “Ama belki de senin bakış açını denemeliyim. Fakat bazen olaylar o kadar hızlı gelişiyor ki, başka çarem yok.”

Cem’in Stratejik Adımları ve İşlevsel Model

Cem’in aklı hep çözümdeydi. Hedeflerine ulaşmak için her zaman bir plan yapar, engelleri aşmak için stratejiler geliştirirdi. Bu iş teklifini kabul etmek, onun için sadece işin gereksinimlerini yerine getirmek anlamına geliyordu. İşlevsel model ise işte tam da burada devreye giriyordu. İşlevsel model, bir durumu çözmek için doğru araçları ve yöntemleri seçmeyi ifade ederdi. Cem, bir problemi çözmek için hemen bir strateji belirler, belirli adımlar atar ve net bir sonuç almak isterdi.

Cem’in zihnindeki çözüm ve verimlilik odaklı yaklaşım, çoğunlukla duygusal ve insani yönlerden bağımsız kalıyordu. O, işin işlemesi gereken yönlerine odaklanır ve duygusal bağların ikinci planda kalmasını kabul edebilirdi. İşlevsel modelin bir parçası olarak, karmaşık durumları sadeleştirir, gereksiz duygusal yüklerden uzak dururdu. Ama işte Cem’in bu yaklaşımı bazen eksik kalabiliyordu.

İş yerinde bir süre sonra Cem, takımıyla ilgili pek çok sıkıntı yaşamaya başladı. Çalışanlar arasında anlaşmazlıklar, eksik iletişimler ve güvensizlikler ortaya çıktı. Her şey başlangıçta çözüm odaklı bir yaklaşımla ilerlese de, içsel bağlar kurulamamıştı. Cem’in gözleri, bir süre sonra bu durumun ne kadar karmaşıklaştığını fark etmeye başladı. “Bazen çözüm odaklı olmak, çözümün kendisi olamayabiliyor,” diye düşündü. Ancak işin içinde başka bir şeyler olduğunu fark etmek için çok geçti.

Duru’nun Empatik Yaklaşımı ve İşlevsel Modelin İnsan Boyutu

Duru, Cem’in aksine, işin duygusal ve ilişkisel yönlerine odaklanıyordu. O, bir işin veya sorunun işlevsel yönlerini, insanları nasıl etkilediğine bakarak değerlendirirdi. İşlevsel modelin temeli sadece işlemi doğru yapmak değil, aynı zamanda o işlemin insanlar üzerindeki etkilerini göz önünde bulundurmak olmalıydı. Duru’nun yaklaşımları, başkalarının hislerine saygı gösteren ve onları anlayan bir perspektife sahipti.

Duru, Cem’in yaşadığı sorunları ve karmaşayı fark ettiğinde, ona yaklaşımını değiştirmesini önerdi. “Cem, sadece işin verimliliğini düşünme. İnsanların ne hissettiklerini anlamaya çalış. Eğer bir bağ kuramazsan, çözümün ne kadar iyi olursa olsun, herkesin üzerinde bıraktığın etkiyi görmelisin,” dedi.

Duru’nun sözleri, Cem’in zihninde bir ışık yaktı. Her şeyin sadece işlevsel yönleriyle değil, duygusal boyutuyla da ele alınması gerektiğini fark etti. İletişim, güven, empati ve ilişkiler de bir işin sağlıklı şekilde işlemesi için çok önemli unsurlar olmalıydı. İşlevsel modelin yalnızca bir araç olmadığını, aynı zamanda bir insanı ve toplumunu daha iyi anlamaya yönelik bir yaklaşım olması gerektiğini kavradı.

Hikayenin Sonuçları: İki Farklı Model, Birleşen Yollar

Cem, Duru’nun önerilerini dikkate alarak işini farklı bir açıdan ele almaya başladı. İnsanlarla daha çok zaman geçirdi, onların endişelerini dinledi ve ekip içindeki ilişkileri kuvvetlendirmeye odaklandı. Bir süre sonra Cem’in takımındaki huzursuzluklar azalmaya, çalışanlar birbirlerine daha güvenli ve etkili bir şekilde yaklaşmaya başladı.

İşlevsel modelin, sadece bir çözüm aracı değil, aynı zamanda insanların duygusal ve toplumsal bağlarını da göz önünde bulunduran bir yaklaşım olması gerektiğini fark etti. Cem ve Duru’nun farklı bakış açıları, birlikte harmanlanınca daha verimli ve insan odaklı bir sonuç doğurdu. İş dünyasında da, hayatta da dengeyi bulmak bazen sadece verimlilik değil, aynı zamanda insani değerler üzerine kurulu bir anlayışla mümkündü.

Siz Ne Düşünüyorsunuz?

Sevgili forumdaşlar, işlevsel modelin sadece çözüm odaklı değil, aynı zamanda insan odaklı bir yaklaşım olduğunu düşündüğümüz bu hikâyeye katılıyor musunuz? Cem ve Duru’nun bakış açıları arasındaki farklar sizce gerçekten iş dünyasında nasıl bir etki yaratır? Bir çözüm önerisini alırken, duygusal ve toplumsal bağları göz önünde bulundurmak ne kadar önemlidir? Yorumlarınızı bekliyorum!